Soğuk Savaş Sonrası Türkiye'nin Güvenlik Algılamasında NATO ve Kıbrıs Etkisi
Türkiye Soğuk Savaş tehditlerine karşı 1949 yılında kurulan askeri savunma ittifakı olan NATO’ya
(Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) 1952 yılında üye olmuştur. NATO, Türkiye tarafından Soğuk
Savaş döneminde önemli bir savunma güvenlik teminatı ve Batı ile temas aracı olacaktır. Soğuk
Savaş döneminde NATO’nun lider ülkesi olan ABD (Amerika Birleşik Devletleri) arasında Jüpiter
füzeleri, Johnson Mektubu ve Kıbrıs Harekâtı sonrası 1975-78 yılları arasında uygulanan silah
ambargosu gibi bazı konularda gerginlikler ve sorunlar oluşmuştur. Fakat bu gelişmeler
Türkiye-NATO ilişkilerinin olağan ve istikrarlı bir şekilde devam etmesine engel teşkil
etmemiştir. Soğuk Savaş sonrası 2011 yılından itibaren Türkiye-NATO-Kıbrıs ilişkilerinde çeşitli
değişimler olduğu gözlemlenmiştir. Doğu Akdeniz enerji kaynakları etkisiyle Doğu Akdeniz ve
Ortadoğu bölgesinde oluşan ittifakların ortaya çıkması sonucu ilişkilerde dönüşümün oluştuğu
görülmüştür. Türkiye’nin bölgesinde oluşan bu yeni ittifaklar tehdit algılamalarına ve çevreleme
kaygısına sebep olacaktır. Türkiye kamuoyunda ayrıca bu ittifaklar, Türkiye’ye karşı bir
yalnızlaştırma ve çevreleme politikası olduğu kaygısı da oluşturacaktır. Türkiye güç olarak
ortaya çıkan ittifaklar sonucunda tehdit algılamalarına karşı daha realist, güvenlikçi bir
politika ile gücü dengelemek için karşı ittifaklara ihtiyaç duyacaktır.