logo

Tonyukuk by:

May 15 2017
blog

15 Temmuz'u Anlamak

15 Temmuz; Asker elbisesi giymiş, bağı bu ülkeye bağlı olmayan, din kisvesine bürünmüş, devlette gizlenmiş uyuyan hainlerin, dışardaki ve içerde ki işbirlikçilerinin TÜRKİYE CUMHURİYETİ ile hesaplaşmak için kalkıştıkları, tekrar Sevr’i yaşatmak isteyenlerin, ülkenin yüzyıllık tarihinden sonra yaşatmak istedikleri en büyük hain işgal hareketidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra en yıkıcı hainlik planı olan 15 Temmuz hain darbe girişimi başarılı olsaydı, bu ülkenin yaşayacağı en büyük felaketlerden biri olacaktı! Yurtta Sulh Komitesi kararıyla Cumhurbaşkanı; Başbakan, bakanlar, muhalefet partisi liderleri ile milletvekilleri tutuklanmış, siyasi faaliyetler yasaklanmış, siyasi partiler kapatılmıştı. Gülen kainat imamı olarak ülkenin ebedi dini lideri olduğu ilan edilmişti. Yurtta Sulh Komitesi kamudan ihraçlara başlamış, üniversite rektörleri ile fakülte dekanları görevden alınmış, yerlerine yenileri atanmıştı. Eğer 15 Temmuz günü darbe girişimi başarılı olsaydı; Türk Milleti’nin iradesinin tecellisi Türkiye Büyük Millet Meclisi yani parlamento kapatılırdı! Demokrasinin olmazsa olması siyasi partiler kapatılırdı. Milli irade devre dışı kalırdı. Gözünü bile kırpmadan devletin uçaklarıyla devletin kurumlarını bombalayanların gücü tam olarak ele geçirince neler olabileceğini, kendilerinden olmayanlara hazırladıkları sonu kestirebilmek gerçekten çok zor. TSK ve polis gibi silahlı unsurlar içinden bölünür, çatışmalar başlardı. Halk sokağa iner ve kitlesel katliamlar olurdu. Pkk Güneydoğuda isyan için hareke geçerdi. Darbeciler Erdoğan ve etrafındakiler ile beraber binlerce Atatürkçüyü direndiler diyerek infaz ederlerdi. Döviz zirve yapar, ekonomi çöker ülkede büyük bir buhran baş gösterirdi. Yabancı istihbarat örgütleri ateşe benzin dökme adına alevi-sunni gerilimi için ard arda camii ve cem evi bombalamalarına başlar ve Türkiye Suriye’ye ve Irak’ın yaşadıklarını yaşardı Allah korusun. Kıbrıslı Rumlar tam bu anda fırsattan istifade KKTC’yi işgale kalkardı. Bu tablo karşısında darbeci FETÖ’cülar, müttefikleri ABD ile NATO’yu yardıma ve müdahaleye davet eder ve Türkiye fiilen işgal edilirdi. Bütün bu süreçlerde Türkiye yakıp-yıkılır, imkanı olanlar ülkeyi terk etmeye başlardı. Büyük yıkım ve katliamlar yaparak duruma hakim olan ABD,NATO ve FETÖ yeni Türkiye’yi şekillendirmeye başlayıp, Sevr’i hayata geçirmenin adımlarını atardı. Muhtemeldir ki kanlı ve uzun sürecek bir iç savaşın içinde olabilirdik. Bu da BOP’un Türkiye’yi şehir devletlerine ayırma konusunda önünü açacak bir girişim olabilirdi. O zaman başka odakların finanse ederek kurdukları terör örgütleri hazır bekliyorlardı pusuda her an saldırmak için.

Kim bilir belki de plan buydu! Bütün bunlar teröristler ülkeyi bölsün bizde çökelim istedikleri içindi. Eğer millet değil de ihanet galip gelseydi o gece bu büyük ülke kahpece planlanmış bir hainlik sonucu tekrar hasta adam durumuna getirilecekti ve yine salyaları akanlara teslim etmek için yine kapılar sonuna kadar açılacatı. Kim bilir belki de büyük plan buydu. Öyle olmamışmıydı zaten 1920’de Sevr’de altına imza konulan anlaşmada da plan bu değil miydi ?. O gün batısı Yunan’a Güneyi Fransız’a-İtalyan’a, Doğusu Rus’a – İngiliz’e peşkeş çekilmemiş miydi bu güzle ülkenin. Benzeri olacaktı. Sevr’in çocukları yine tekrar TÜRK MİLLETİ’ni, bu büyük milletin körpe yavruların istikbalini hedef almıştı o gece yine. TRT’yi basıp silah zoruyla okuttukları bildiride Birleşmiş Milletler’le ilişkilerimiz devam edecek demişlerdi ya ! Kim bilir belki de Birleşmiş Milletler el koyacaktı o gidişe. Gün gelecek terörün dört yanını sarmaladığı Türkiye’de Boğazların güvenliğini sağlamak lazım gerekecekti. Boğazların çevresi hiçbiri Türk olmayan askerlerle çevrilecekti. İnsanın dili söylemeye varmıyor ama, kim bilir belki de böyle ele geçirilecekti Fatih’in İstanbul’nu!

Bir darbe değil bir işgal girişimiydi değeri bir dolar olan hainler tarafından yapılan. Kendini Mesih sanan halife sanan ne sandığı belli olmayan belli ki aklı ve ruhu hasta o terörist Türkiye’ye gelecekti sonun da. Tabii eğer geride bir Türkiye varsa! Döktüğü onca kanın sattığı vatanın bir karşılığı olmalıydı. Onun için satmıştı kendini, karşılık olarak minicik bir toprak parçasının başına geçecekti. Halife ilan edecekti kendini. Yanına yöresine topladığı 3-5 aklı evvel vatan hainiyle birlikte kendi pisliği içinde ölüp gidecekti bu büyük milleti köle edip tekrar yüzlerce yıl geri götürmüş olarak. Bunların olabileceğini bile düşünmek insanı kahrediyor !

O gece terör kaybetti, o gece batı emperyalizmi, siyonist kuklalar kaybetti, o gece hain işbirlikçiler kaybetti. O gece Türk Millet’i kazandı. O gece Türkiye istiklalini bir daha kazandı. O gece 12 Eylül’de bizim çocuklar kazandı diyorlardı çok şükür 15 Temmuz’da onların gayri meşru çocukları kaybetti. O gece otuz mermi ile şehit edilen Ömer HALİSDEMİR’ler kazandı. Çok şükür milli olanlar kazandı .15 Temmuz’u akamete uğratan milli duruştur. Bugün bu milli duruşa zarar verecek her türlü çıkarın bu darbeciler ve onların arkasındaki güçlere yarayacağını düşünüyorum. Bu ve bunun gibi olabilecek hain girişimler bitmeyecektir. Ülkemizin üzerinde hesap yapanlar hesap yapmaya devam edeceklerdir. Birlik ve beraberliğimizi daha da güçlendirerek Yenikapı ruhunu daima canlı tutarak bu yeni olabilecek hainliklere karşı büyük birliktelikle büyük TÜRKİYE olmalıyız.
Yüce ALLAH İslam’ın bayraktarı olan bu yüce TÜRK MİLLETİ’ni korusun, güç ve kuvvet versin.


Kahraman Karaman

YORUM YAPIN

Gönder